Yargıtay 15. Hukuk Dairesi E. 2020/634 K. 2020/1298 T. 4.6.2020
“Bu yasal düzenlemeye göre aksi taraflarca kararlaştırılmış olmadıkça devralana geçecek olan hak ve borçlar devredilen sözleşmedeki devreden ve sözleşmede kalanın sahip olduğu hak ve borçlardır. Devredenin aynı sözleşme ile ilgili olsa dahi üçüncü kişi ile yaptığı sözleşmeden doğan hak ve borçları önceki yüklenici, devralan ve sözleşmede kalan arasında yapılan devir sözleşmesinde devri alana devredildiği belirtilmiş olmadıkça devralana karşı ileri sürülmesi mümkün değildir.”
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi E. 2018/3862 K. 2018/4809 T. 4.12.2018
“Yapı kullanma izni alınmasının yükleniciye bırakıldığı hallerde, arsa sahibine bırakılan bağımsız bölümler fiilen arsa sahibine teslim edilmiş olsa dahi arsa sahipleri yapı kullanma izni olmayan bağımsız bölümleri kullanmaya zorlanamıyacaklarından teslim aldıkları bağımsız bölümlerin fiilen oturularak kullanıldığı ya da arsa sahiplerince kiraya verilerek gelir elde edildiği yüklenici tarafından ileri sürülüp kanıtlanmadıkça yüklenici kararlaştırılan gecikme tazminatını ödemek zorundadır. Mahkemece davacıların daireleri fiilen kulllandıkları kabul edilmiş ise de, hangi tarih ya da tarihlerden itibaren fiilen teslim alarak kullandıkları denetime elverişli şekilde gösterilip gerekçelendirilmemiştir. Su, doğalgaz ve elektrik abonelerinin tek başına fiili kullanımı ispata yeterli olmadığı Dairemiz uygulamalarında kabul edilmektedir.”
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi E. 2014/4356 K. 2014/6677 T. 19.11.2014
“Aralarında doğrudan bir eser sözleşmesi olmadığı halde taşınmaz maliki, alt yüklenicinin yükleniciden olan yapı alacaklarından kanun gereği sorumlu tutularak alt yükleniciye ipotek vermekle yükümlü kılınmıştır. Alt yüklenicinin yükleniciden olan alacağı, yüklenicinin taşınmaz malikinden olan alacağından ayrı ve bağımsız olduğundan alt yüklenicinin yapı ipoteği tescilini talep hakkı da, yüklenicinin yapı ipoteği tescilini talep hakkından ayrı ve bağımsız bir haktır.”
ANCAK ARSA SAHİBİNİN UĞRADIĞI ZARAR CEZAİ ŞART MİKTARINI AŞIYORSA KİRA TAZMİNATININ CEZAİ ŞARTI AŞAN KISMI TALEP EDİLEBİLİR.
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi, E. 2015/936, K. 2016/4530, T. 13.10.2016:
“Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde, hem cezai şart, hem de kira tazminatının bir arada düzenlendiği durumlarda, sözleşmede her iki tazminatın da ayrı ayrı isteneceğinin açıkça belirtilmemesi halinde cezai şarta ve eğer cezai şartı aşan zarar ispatlanırsa kira tazminatının da cezai şartı aşan kısmına hükmedilebilir. Hesaplanacak kira tazminatı miktarı cezai şart miktarını aşmıyorsa yalnızca cezai şarta hükmedilmekle yetinilmesi gerekir.”
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E. 2019/1851 K. 2020/581 T. 10.2.2020
"Davanın kabülü ile; 1.168,20.-TL'nin dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacıya ait balkon ve banyodaki rutubetlerin, dökülmelerin ve kararmaların davalının dairesinden kaynaklandığı anlaşılmakla davalının balkonunu doğrama korkulukları ile balkon çıkıntısı arasındaki kılcal boşlukların su geçirmez likit izolasyon malzemeleri ile dolgusunu yaptırmasına, bu işlem için davalıya 1 iş günü süre verilmesine, davalının dairesinin banyosunda bulunan küvetin sökülerek seramik kaplamaların ve derzlerin yenilenmesi ve daha sonra akrilik küvetin monte edilmesi için davalıya 2 iş günü süre verilmesine karar verilmiş…"
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E. 2020/6499 K. 2021/935 T. 2.2.2021
"…davacı- karşı davalı erkeğin istinaf kanun yoluna başvurması üzerine erkeğin "Sürekli akşamları iş çıkışından sonra annesinin evine giderek bu durumu alışkanlık haline getirmek, evin ihtiyaçlarını gidermeyerek birlik görevlerini yerine getirmemek ve evi terk etmek…"
Yargıtay 15. Ceza Dairei E. 2017/37562 K. 2021/3850 T. 31.3.2021
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E. 2019/8588 K. 2020/1636 T. 27.2.2020
"Tarafların gerçekleşen kusur durumlarına göre, eşine şiddet uygulayan ve eşinin maaş kartına el koyan erkeğin eşinin ilk eşinden olan çocuğunu ve ailesini istemeyen kadına göre ağır kusurlu olduğunun anlaşılmasına karşın, tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi yerinde görülmemiştir."