Yargıtay 2. Hukuk Dairesi T. 17.9.2015 E. 2015/1664 K. 2015/16292
“Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden; davalı kadının güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, birlikte yaşamaktan kaçındığı, eşinin annesine hakaret ettiği, davacı erkeğin ise bağımsız konut sağlamadığı, hamile olan davalı kadınla ilgilenmediği, ailesinin eşine müdahalesine sessiz kaldığı, istemediğini söylediği, beddua ettiği, annesinin kadını dövdüğü anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya (TMK. md. 166/1-2) karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır.”
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E. 2016/22515 K. 2018/9548 T. 4.10.2018
"Nişanlanma, bir aile hukuku sözleşmesi olup, TMK'nın 118’inci maddesinde düzenlenmiş ve şekil şartı koyulmamıştır. Nişanın hukuken geçerli olması için belli bir rituel içinde yapılmış olması, nişanın duyurulması(ilan edilmesi) ve aile bireylerinin şahitliği çerçevesinde yapılması gerekmektedir."
